“Kitabın yaprakları, bizi aydınlığa götüren kanatlar gibidir.”
Voltaire
Günümüzde iş yaşamında bulunan hemen herkes çok yoğun bir şekilde çalışıyor ve iş dışındaki diğer faaliyetlere zaman ayırmakta oldukça zorluk çekiyor. Bu gerçektir. İş yaşamı dışındaki birçok sosyal faaliyetler için zaman ayırmakta zorlanmamız belki kabul edilebilir, fakat okumamanın bahanesi bence olmaz/olamaz. Okumak için kendimize zaman dilimi oluşturmak, içinde bulunduğumuz dünyada, bizi güçlendiriyor ve karşılaştığımız sorunların üstesinden gelebilmek için ‘psikolojik bir kas’ oluşturmamızı sağlıyor.
Haftalık zaman planlamamız nasıl olursa olsun, okumak için –haftada- en az 3-4 saat ayırıyor olmamız gelecekte ayırdığımız bu zamanın fersah fersah fazlasına sahip olmamızı sağlar. Çünkü okumak daha planlı ve düşünerek hareket etmemizi sağlıyor, aynı zamanda zaman yönetimi ve verimli çalışmak konusunda da yetkinlik kazanıyoruz. Hatta okumak bize özgürlüğümüzü de kazandırıyor!
Okumanın iş yaşamına olan bazı katkıları aşağıdaki gibidir:
Mesleki ün geliştirmek için fayda sağlar: Hepimiz yaptığımız işlerle ilgili olarak başarılı olmak ve mesleki bir ün kazanmak istiyoruz. Fakat bunun için çaba gösterenlerin sayısı bu kadar yüksek değil. Bildiğimiz üzere yapılan araştırmalar ülkemizde okuma oranının yaklaşık olarak binde 1 civarında olduğunu gösteriyor. Verimli bir şekilde çalışarak, mesleki üne sahip olmanın sırrının ‘çok okumak’ ve ‘verimli bir şekilde çok çalışmak’ olduğuna gönülden inanıyorum. Hangi mesleği icra ediyorsak, bu alanla ilgili bol bol okumak bizi rakiplerimizden birkaç adım öne çıkaracaktır.
Çalışanın kendini yönetme yeteneği gelişir: Çalışanın iş yaşamında sürdürülebilir bir başarıya ulaşabilmesi için kendisini yönetebiliyor olması şarttır. Platon, “Kendini yönetirsen, dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin.” demiş. Bu sözden çok etkilenirim. Kitap okuyan çalışanın öz disiplin gücünün artması da muhtemel faydalardan biridir. Kitap okumak konusunda gösterdiğimiz disiplin anlayışının kısa sürede iş yaşamımızdaki diğer faaliyetlerimize yansıması da muhtemeldir. Çünkü okuyarak motivasyonumuz da yükseliyor.
İş stresimizi azaltır: Kitap okuma alışkanlığı kazanmamız, zamanımızı daha verimli kullanmamızı sağlar. Bu vesileyle de daha iyi planlamalar yapabiliyor olmamız, iş stresimizi azaltır. TV, gereksiz sosyal medya kullanımı, oyun vb. alışkanlıklar yerine ‘kitapları’ koyduğumuzda yaşamımızdaki olumlu yöndeki değişiklikleri anbean görmemiz mümkündür.
İfade yeteneğini güçlendirir: Evet kitap okumak aynı zamanda yazılı veya sözlü ifade yeteneğimizi güçlendiriyor ve genel kültürümüzü de artırıyor. Bu durum hem çalışanın hem de işletmenin prestijini önemli ölçüde artırıyor. Okuma alışkanlığı kazanmak, özellikle müşteri ilişkileri ve satış departmanı çalışanlarının iş kalitesinin yükselmesi açısından son derece önemlidir.
Kendimizi daha iyi tanımamızı sağlar: Okuyan çalışanlar, kendilerini daha iyi tanımak konusunda da gelişim sağlıyorlar. Bu vesileyle de gerçekten ‘yaptıkları iş, kendilerine göre mi değil mi?’ bunu daha kolay fark edebilirler. Belki de çalışanın hayatının işini bulması, o gün okuyacağı bir kitapta gizlidir. Neden olmasın?”
Konfüçyüs’ün ‘Eğer sevdiğin işi yaparsan bir gün bile çalışmış olmazsın.” sözü bana, aşık olduğum işi yapmam konusunda oldukça fayda sağlamıştır.
Girişimciliğe davet eder: Bildiğimiz üzere, ülkemizin daha çok girişimciye ihtiyacı var. Keşfedilmeyi bekleyen binlerce proje mevcut. Herhangi bir alanda uzmanlaşmış olmak ve bu konu üzerine sürekli araştırmalar yapmak çalışan bireyleri girişimciliğe sevk edebilir.
Yukarıdakilere ek olarak onlarca farklı fayda sayılabilir. Bu alışkanlığı başlatmak için sevdiğimiz konulardan veya kendimizi eksik hissettiğimiz alanlardan başlayabiliriz. Kısacası okuyan şirketlerin/çalışanların gelecekte çok daha iyi konumlara gelmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Bu sebepten özellikle şirketlerde bulunan liderlere yine büyük görev düşüyor. Her gün belirli zamanlarda, şirket içinde okuma seansları için zaman ayrılması veya ekibin okumaya teşvik edilmesi firmanın ve çalışanların geleceği için önemli bir adım olacaktır.
Bu konuda ben elimden geldiğince sosyal sorumluluk bilincinde çalışmalar yapıyorum. Şirketimin sosyal sorumluluk projelerinden biri de katılımcılara kitap okumayı aşılamak. Eğitimlerimde ve seminerlerimde ilk 10/15 dakikayı okumanın faydaları üzerine ayırıyorum. Geçen haftalarda eğitim için birer hafta arayla gittiğim bir işletmede bir katılımcının “Hocam bu hafta neredeyse her gün eşimle birlikte evde kitap okuduk. Bazen ben okudum o dinledi, bazen de o okudu ben dinledim.” demesi beni çok motive etmişti. Buna vesile olmak gerçekten harika bir duygu.
Ülkemizin her yerinde okumanın giderek yaygınlaşması dileklerimle...
Eğitim programlarımız ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak ve eğitimlerimizin size sunduğu fırsatları öğrenmek için lütfen katılın.